Ter, deri altındaki ter bezleri tarafından üretilir. Ter bezleri tüm vücudumuzda vardır ama özellikle alnımızda, koltuk altlarımızda, avuç içimizde ve ayak tabanlarımızda daha çok bulunur. Ter temelde sudur, fakat terin içinde tuz ve az da olsa diğer materyaller de bulunur. Ter buharlaştığı zaman derimiz serinler. Terin diğer bir faydası da avuç içlerini kayganlaştırarak elin daha kolay kavrama yapmasını sağlamasıdır. [1]
Sıcak havalar, fiziksel egzersizler, duygusal stres, acı veya baharatlı yemeklerin yenmesi ve hastalıkla ilişkili ateş terlemeye sebep olur. [1]
Terlememize sebep olan üç tür tez bezi vardır: 1-Ecrin bezler (Eccrine glands), 2-Apokrin bezler (Apocrine glands) , 3-Apoekrin bezler (Apoeccrine glands).
Ekrin bezler ilk keşfedilen bezlerdir: 1833 yılında Purkinje ve Wendt tarafından, 1834 yılında Breschet ve Roussel de Vouzzeme tarafından keşfedilmişledir. Fakat isimlendirmeleri 100 yıl sonra Schiefferdecker tarafından yapılmıştır. İnsan ortalama 2-4 milyon ekrin bezine sahiptir. Ekrin bezler hem tüylü hem de tüysüz deri de bulunur, ama tüylü derideki ekriz bezi sayısı tüysüz deridekinin 2-5 katıdır. Ekrin bezler bebeklikten itibaren işlevseldirler. [2]
Apokrin bezler ilk olarak 1844 yılında Krause tarafından tanımlanmış, 1922 yılında ise Schiefferdecker tarafından isimlendirilmiştir. Apokrin bezler genelde göğüste, yüzde, kafa derisinde, koltuk altında, cinsel bölgeler bulunur. Apokrin bezler, ekrin bezlere göre daha büyüktürler. Ekrin bezler, deri yüzeyine açılırken apokrin bezler saç kıllarına açılır. Apokrin bezler doğumdan itibaren var olsalar da ergenlikle beraber salgı üretmeye başlarlar. [2]
Apoekrin bezler ilk olarak Sato ve arkadaşları tarafından 1987 tanımlanmıştır. Ekrin bezlerinden gelişen apoekrin bezler hem ekrin hem de apokrin bezlerin özelliklerine sahiptirler. Apoekrin bezler sadece koltuk altlarında bulunur. [2]
Bir de derinin altında yağ bezleri (sebaceous glands) bulunur. İlk olarak 1826 yılında Einhorn tarafından tanımlanan yağ bezleri saç köküyle birleşiktir ve vücudun her tarafında, ama özellikle kafa derisinde, alında, yüzde ve cinsel bölgelerde bulunur. [2]