En eski gıda kaynaklarından biri olan SOĞAN’ın Orta Asya’ya dayanan 5000 yıllık bilinen bir geçmişi bulunmaktadır. Soğanın insanlar tarafından tüketimi Bronz Çağı’na dayanmaktadır. Antik Mısır’da soğan hem önemli bir gıda maddesi hem de sonsuz hayatı sembolize eden ve dua edilen bir obje idi. Bu nedenle Mısırlılar ölüleriyle birlikte mezarlara soğan da koyarlardı. Antik Yunan’da atletler kendilerine güç vermesi için bol miktarda soğan tüketirlerdi. Yunanistan’ın keşfinden sonra Romalılar da düzenli olarak soğan yemeye başladılar. Soğan antik çağlarda önemli bir tedavi maddesi olarak kullanılmakta idi. Bugün soğanın kanser, kalp krizi ve diabete karşı pozitif etkileri olduğu düşünülmektedir. [1]
Üretimi en fazla yapılan soğan türü Allium cepa’dır. Soğan kuru ya da yeşil (taze) türlere sahiptir. Kuru soğanlar beyaz, kırmızı ve sarı renklerde olabilmektedir. Soğanlar tek soğan oluşturanlar ve birden çok soğan oluşturanlar olarak da iki gruba ayrılabilmektedir. Soğanın yakın akrabaları arasında ise sarımsak (Allium sativum), pırasa (Allium ampeloprasum), Frenk soğanı (Allium schoenoprasum), Gal soğanı(Allium fistulosum), rakiyo (Allium chinense) ve Çin soğanı (Allium tuberosum) bulunmaktadır. Frenk soğanı Avrupa ve Güney Asya’da, Gal soğanı Güneybatı Asya’da, rakiyo Çin ve Japonya’da, Çin soğanı Güneydoğu Asya ve Çin’de üretilmektedir. [2]