Atomun keşfi Milattan Önce 450’li yıllara kadar uzanır. Yunanlı filozof Democritus maddelerin “atomos” adını verdiği “parçalanamayan” parçacıklardan oluştuğunu ileri sürmüştü. Democritus’tan 100 yıl sonra yaşayan Aristotle ise bu fikrin saçma olduğunu iddia etmişti; yaklaşık 2000 yıl boyunca Aristotle’un fikri kabul gördü. Ta ki 1800 yılında İngiliz kimyacı John Dalton atomlatın var olduğunu ispatlayana kadar. [1]
Dalton’un Atom Teorisi’ne göre tüm maddeler atomlardan oluşur, aynı elementler aynı ağıırlıklara sahipken farklı elementler farklı ağırlıklara sahiptir, elementler bir araya gelerek bileşikleri oluşturur. Dalton’un modelinde atom parçacıklarından bahsedilmez. [1]
Atom parçacıklarından bahseden ilk bilim insanı ise İngiliz fizikçi J. J. Thomson olmuştur. Thomson 1897 yılında eksi yüklü elektronların varlığını ispatlamıştır. Yeni Zelandalı fizikçi Ernest Rutherford ise atomların çekirdeği olduğunu ve çekirdekte artı yüklü protonlar ile nötr nötronların olduğunu ifade etmiştir. Rutherford protonların varlığını 1911 yılında ispat ederken nötronların varlığını ispat eden bilim insanı 1932 yılında onun öğrencilerinden James Chadwick olmuştur. [1]
