Coronavirüs nedeniyle 2020 yılının başından beri tüm dünyayı esir aldı: Herkes evlere kapandı, maskeyle tanıştık, aşı ne zaman çıkacak diye bekleyip durduk, her gün ölümler duyduk, yoğun bakımlarda yaşanan zorluklara kulak kabarttık, okullar tatil oldu. Fakat bu salgın dünyanın ne ilk salgınıydı ne de son salgın olacak. Aşağıda dünyanın gördüğü en büyük salgınları listeledik [1]:
- Atina Salgını (MÖ 430): Atina ve Sparta şehir devletleri arasında süren Peloponnesian Savaşı sırasında Libya, Etiyopya ve Mısır kanalıyla gelen muhtemelen tifo virüsü; Atina halkının 2/3‘ünün ölmesine ve Spartalılara karşı yaptıkları bu savaşı kaybetmesine sebep oldu.
- Antonine Vebası (MS 165): Hunlar’dan Almanlar’a onlardan Romalılar’a, Roma ordusu sayesinde ise tüm Roma İmparatorluğu‘na yayılan ve çiçek hastalığı olduğu düşünülen salgın MS 180. yıla kadar sürdü. Salgının kurbalarından biri de İmparator Marcus Aurelius idi.
- Cyprian Vebası (MS 250): İshal, kusma, boğaz ülseri, ateş ve elde-ayakta kangren gibi belirtileri Cyprian vebası ilk olarak Kartaca şehrinin Hristiyan piskoposu Cyprian’da gördülüğü için bu ismi almıştır. Hastalıktan kaçan şehir halkı hastalığın daha hızlı yayılmasını sağlamış ve böylece virüs Etiyopya’dan başlamak üzere Kuzey Afrika’dan Roma‘ya ve Mısır’a yayılmıştır. Sonraki üç yüzyıl boyunca salgın devam etmiştir. Mesela MS 444 yılında bu salgın nedeniyle Pict ve Scot’lara karşı savunma mücadelesi veren British’lerin çabalarına engel olmuş; bu nedenle British’lerin Saxon’lardan yardım istemesi sonrasında Saxon’ların adaya hakim olmalarını sağlamıştır.
- Justinian Vebası (MS 541): İlk olarak Mısır’da görülen Justinian Vebası Filistin’e ve Bizans İmparatorluğu’na ve sonrasında ise tüm Akdeniz topraklarına yayıldı. Salgın nedeniyle İmparator Justian’un Roma İmparatorluğu’nu geri getirme planı yatarken kitlesel bir ekonomik kriz oluşmuş, bu kıyamet vari ortamda ise Hristiyanlığını hızlıca yayılması gerçekleşmiştir. Sonraki iki yüzyıl boyunca devam eden salgın lenf düğümlerinin aniden şişip iltihaplandığı hıyarcık vebasının (bubonic plague) ilk görüldüğü salgındır. Salgın nedeniyle dünya nüfusunun % 26’sı yani yaklaşık 50 milyon kişi ölmüştür. Hastalığa fareler sebep olurken hastalığın yayılması bitler sayesinde olmuştur.
- Cüzzam (Leprosy) (11. Yüzyıl): Çağlardan beri var olan cüzzam Ortaçağ’da Avrupa’da bir salgına dönüşmüş ve hasta sayısının çokluğu nedeniyle Avrupa‘da birçok cüzzam hastanesi kurulmuştur. Tanrının bir gazabı olduğu düşünülen cüzzam nedeniyle hastalar toplumdan dışlanmıştır.
- Kara Ölüm (The Black Death) (1350): Doğuda başlayıp kervanlarla batıya yayılan Kara Ölüm (hıyarcık vebası) dünya nüfusunun 1/3’ünün ölümüne sebep oldu. Sicilya’ya 1347’de giriş yapan salgın oradan Avrupa’ya hızla yayıldı. O kadar çok ölüm vardı ki cesetler şehirlerde yerlerde kaldırılmadan çürümekte idi, şehirlerden uzun zaman ceset kokuları eksik olmadı. Salgın nedeniyle İngiltere-Fransa aralarındaki savaşa son verdi, Britanya’da feodal sistem çöktü, Vikingler Greenland’deki güçlerini kaybettiler ve Kuzey Amerika’ın keşfi böylece gecikti.
- Amerika’nın Keşfi (The Columbian Exchange) (1492): Karayiplere çıkan İspanyollar hastalıklarını da (çiçek hastalığı, kızamık vd.) yanlarında getirmişlerdi. Bu yüzden Kuzey ve Güney Amerika’nın yerli nüfusunun % 90’ı öldü. Mesela Colombus Hispaniola Adası’na çıktığında nüfusu 60.000 olan yerli Taino nüfusu 1548’de sadece 500 idi. 1520’de Aztec İmparatorluğu çiçek hastalığı salgını nedeniyle o kadar ölüm verdi ki İspanyollara direnme ihtimalleri kalmadı. 16 ve 17. yüzyıllarda 56 milyon yerli Amerikalı çoğu salgın nedeniyle ölmüştü.
- Büyük Londra Vebası (The Great Plague of London) (1665): 1665 yılında hıyarcık vebası nedeniyle Londra nüfusunun % 20’si öldü.
- İlk Kolera Salgını (1817): Sonraki 150 yılı içinde görülecek kolera salgınlarının ilki idi. Rusya’da başlayan salgın Rusya’da 1 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Britanyalı askerler salgını Hindistan’a getirdi ve Hindistan’da milyonlar öldü. Biritanyalı askerler sayesinde salgın İspanya’ya, Afrika’ya, Endozenya’ya, Çin’e, Japonya’ya, İtalya’ya, Almanya’ya ve Amerika’ya kadar yayıldı. 1885 yılında aşı geliştirildi ama salgınlar devam etti.
- Üçüncü Veba Salgını (1885): Çin’de başlayıp Hindistan’a ve Hong-Kong’a yayılan hıyarcık vebası 15 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Salgının 1960 yılına kadar devam ettiği düşünülmektedir.
- Fiji Kızamık Salgını (1875): Avustralya’dan getirilen kızamık salgını Fiji’nin nüfusunun 1/3’ünün ölümüne sebep oldu: 40.000 kişi öldü.
- Rus Gribi (1889): Siberya ve Kazakistan’da başlayan ilk önemli grip salgını olan salgın ilk Moskova’ya oradan Finlandiya’ya, Polonya’ya ve sonra tüm Avrupa’ya yayıldı. Sonrasında Kuzey Amerika’ya ve Afrika’ya ulaşan grip nedeniyle 1890 yılının sonunda 360.000 kişi ölmüştü.
- İspanyol Gribi (1918): İlk olarak Avrupa’da görülen salgın sonrasında ABD’ye ve Asya’nın bazı ülkelerine yayılan ve etkili herhangi bir aşı ya da ilacın olmadığı salgın 50 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. 1919 yılında salgın sona erdi.
- Asya Gribi (1957): Hong-Kong’da başlayıp Çin’e, ABD’ye ve İngiltere’ye yayılan salgın 1,1 milyon kişinin ölümüne sebep oldu.
- HIV/AIDS (1981): İlk olarak 1981 yılında tanımlanmış olan hastanın bağışıklığını sistemini yok eden AIDS nedeniyle günümüze kadar 35 milyon kişi ölmüştür.
- SARS (2003): 2003 yılında ilk kez keşfedilen SARS Çin’den 26 ülkeye yayıldı ve 8.096 kişi virüs kaparken 774 kişi salgın nedeniyle öldü.