Televizyon gündelik hayatımızın en önemli parçalarından biri. Haber almak için, film ya da dizileri takip etmek için, sportif yarışmaları izleyebilmek için ve eğitim alabilmek için televizyonları kullanıyoruz. Her evde neredeyse bir tane televizyon var. Bazı evlerde neredeyse her odada bir tane var.

Televizyon hayatımıza nasıl girdi, ilk kim icat etti, siyah-beyaz televizyonlardan renkli televizyona ne zaman geçtik, dünya ve Türkiye’de özel televizyonculuk mu yoksa kamu yayıncılığı mı tercih ediliyor? Bir bakalım:

İlk mucit: Farnsworth

İlk elektronik televizyon 21 yaşında genç bir mucit olan Philo Taylor Farnsworth tarafından 7 Eylül 1927 tarihinde San Francisco’da tasarlandı. Farnsworth’ın icadı hareketli resimleri önce radyo dalgalarına çeviriyor, sonrasında bu dalgalar tekrar ekranda gösteriliyordu. Farnsworth’tan 16 yıl önce Rusya’da Boris Rosing resimlerin transferini amaçlayan basit deneyler yapmış idi. 1920’lerde yine İngiltere’de John Logie Baird ve ABD’de Charles Francis Jenkins hareketli nesnelerin gösterildiği mekanik televizyon sistemi üzerinde çalışmışlardı. Fakat ilk elektonik televizyon Farnsworth’un icat ettiği televizyon idi. [1]

İlk satışlar, ilk yayınlar

NBC (National Broadcasting Company) kanallarıyla radyo işinde olan ABD firması RCA , elektronik televizyon geliştirmek için 50 milyon dolarlık yatırım yaptı. Şirketin başkanı David Sarnoff süreci hızlandırmak için daha önce Rosing’in deneylerine katılmış olan Rus bilim insanı Vladimir Kosma Zworykin’le anlaştı. 1939 yılında RCA Mew York Dünya Fuarı’nın açılışını ve ABD Başkanı Roosevelt’in buradaki konuşmasını yayımladı. İlk baseball maçını da RCA 17 Mayıs 1939’da yayımladı: Princeton ve Colombia üniversiteleri arasındaki baseball maçı. RCA, televizyon setleri de satmaya başladı. RCA’nın radyoculuktaki en büyük rakibi olan CBS (Columbia Broadcasting System) 1941 yılında 15 dakikalık günlük haberleri yayımlamaya başladı. [1]

Savaşın etkisi, frekans tahsisleri ve ilk 6 yayıncı

İkinci dünya savaşı boyunca RCA gibi firmaların askeri üretime odaklanmaları nedeniyle oldukça televizyonun gelişimini oldukça yavaşlattı. Bu dönem yaşanan önemli bir tartışma da frekans tahsisine ilişkindi ve 1943 yılında ABD Yüksek Mahkemesi NBC’nin frekanslardan birini satması gerektiğine hükmetti. Bu frekans ABC (American Broadcasting Corporation) tarafından satın alındı. Savaş boyunca 6 adet televizyon yayıncılığı yapan şirket vardı: Philadelphia’da, Los Angeles’ta, New York-Schenectady’de ve ikisi New York şehrinde. [1]

Ticari televizyonculuk

Ticari televizyonculuk 1947 yılına kadar başlamadı. 1947’den itibaren ABD’de televizyonlarda birçok haber, çocuk programı gibi birçok program yayımlanmaya başladı. 1946 yılında ABD’deki televizyon sayısı 6.000 iken 1951 yılında 12 milyona çıktı. 1955 yılında ise ABD’deki evlerin yarısında siyah beyaz televizyon vardı. 1950’li yılların başında birçok televizyoncunun işine McCartizm nedeniyle son verildi. 1953-55 arasında televizyonculuk radyoculuk formatından çıkmaya başladı. Özellikle canlı drama gösterimlerinin yapıldığı 1955-56 sezonu televizyonun altın çağı olarak adlandırılır. Yine bu dönemlerde birçok komedi programı da ilgi çekiyordu. 1950’lerin ortasından itibaren büyük paralı bilgi yarışmaları da çok ilgi çekti. [1]

Renkli televizyon ve üç büyükler

1960’ların ortasına kadar özellikle Amerika başkanlık seçimleri tartışma programları, Vietnam Savaşı haberciliği televizyonun etkisini artıran etkenler oldu. 1964 yılında ise renkli televizyon yayınları başladı. 1960’lar ve 1970’ler televizyonculukta CBS, NBC (ilk iki) ve ABC’nin (üçüncü) egemenliğinde geçti. 1980’lere kadar günlük televizyon akışlarında pembe diziler ve bilgi yarışmaları ağırlıkta idi. 1980’lerde cinsellik gibi birçok tabunun konuşulduğu talk-show’lar yayımlanmaya başlandı. [1]

Kamu yayıncılığı

1967 yılında yayımlanan Carnegie Raporu’nda kamu yayıncılığıın tavsiye edilmesi sonrası Kongre tarafından PBC (Public Broadcasting System) kanalıyla kamu yayıncılığına başlandı. Diğer şirketlerin New York ve Los Angeles’ta merkezlerinin olmasına karşın PBC’nin ülke genelinde 300’den fazla istasyonu vardı. PBS, Sesame Street (1969) ve Upstairs-Downstairs (1971) gibi birçok başarılı program yayımladı. [1]

Kablo tv

ABD-New York şehrinde yerel baseball ve hokey takımlarının maç yayınları için kablolu televizyon yayınları başladı. 1971 yılında 80 binin üzerinde abonesi oldu. Sonrasında 1975’te HBO (Time Inc.’s Home Box Office), 1976’da WTBS (Warner Turner Broadcasting System), 1979’da C-SPAN (Temsilciler Meclisi Yayını), ESPN (spor) ve Nickelodeon (çocuk kanalı) kablolu yayıncılığa başladı. Sonrasında ise CNN (Cable News Network) yayına başladı. [1]

Dünyada televizyonlar

Diğer ülkelerde özellikle kamu yayıncılığı tercih edildi. Birleşik Krallık’ta BBC (British Broadcasting Corporation) kamu yayıncılığında önemli markalardan biri oldu. [1]

Yeni teknolojilerin etkisi

1980’lerde video kaset oynatıcıların, video oyunlarının yaygınlaşması televizyonun popülerliğini yitirmesine sebep oldu. [1]

Türkiye’de televizyon yayıncılığı

Türkiye’de radyo yayıncılığı ortakları arasında Anadolu Ajansı, İş Bankası, Celal Bayar, Falih Rıfkı Atay’ın da olduğu Türk Telsiz Telefon AŞ ile 1927‘de İstanbul’da başladı. On yıllık izin tahsisi olan şirketin gelir kaynakları arasında “Radyo ahizesi kullanan kimsenin şirketten ruhsatname alarak yılda ödediği 10 lira, resmi dairelerle hayır müesseselerinden alınan 5 lira, memlekete ithal edilen radyo ahizelerinin fatura bedelinden tahsil olunacak %25 pay” vardı. Yani şirket özeldi ama aslında devlet mekanizması içinde idi. İstanbul Radyosu düzenli yayınlara 6 Mayıs 1927’de başlarken Kasım 1927’de Ankara Radyosu’da yayına başladı. 18 Ağustos 1936’da radyo devletleştirildi, Ankara-İstanbul radyoları 8 Eylül 1936’da PTT’ye devredildi ve radyolar 1940 yılına kadar PTT denetiminde kaldı. Demokrat Perti iktidara gelince radyolarda dini programlar da başladı, radyolarda reklamlara da izin verildi. 1951 yılında İzmir radyosu da yayına başladı. [2]

Televizyon yayıncılığı Türkiye’de kamu yayıncılığı olarak başlamıştır. Televizyon yayını için Mayıs 1964‘te özerk ve tarafsız bir kurum olarak TRT kurulmuştur. İlk televizyon yayını denemesi ise 9 Temmuz 1962’de İTÜ Elektronik Mühendisliği bölümünde yapılmıştır. TRT ise ilk deneme yayınını 31 Ocak 1968’de Ankara’da Mithatpaşa Stüdyosu’nda Mahmut Tali Öngören’in açılış konuşmasıyla yapmıştır. Haftada 3 gün üçer saat olarak başlayan deneme yayını 1 yıl sonra haftada 4 güne çıkmıştır. 1970’de İzmir Televizyonu, 1971’de ise İstanbul Televizyonu faaliyete geçmiştir. 12 Mart 1971’den sonra TRT’nin özerkliği kaldırılmış, tarafsızlığı ise bırakılmıştır. 1974’te yayınlar haftanın her gününe, kapsanılan ülke nüfusu % 55’e (19 milyon), kapsanılan ülke yüzölçümü % 28’e (210.861 km2) çıkmıştır. [2] [3]

Türkiye’de televizyon 31 Aralık 1981 yılbaşından itibaren renklenmeye başlamış, 1984 yılından itibaren tamamen renkli yayına geçmiştir.1986’da TRT-2, 1989’DA TRT-3 ve GAP-TV, 1990’da TRT-4, TRT-INT, 1993’te TRT-AVRASYA, 1995’te TBMM-TV, 1.11.2008’de TRT-ÇOCUK, 01.01.2009’da 2015 yılında ismi TRT-KÜRDİ olacak olan TRT-6-KÜRTÇE, 21.03.2009’da TRT-AVAZ, 08.05.2009’da TRT-TÜRK, 2009’da TRT-ANADOLU (2012 yılında TRT-DİYANET olmuştur), 17.10.2009’da TRT-BELGESEL, 16.11.2009’da TRT-MÜZİK, 18.03.2010’da TRT-HABER, 04.04.2010’da 2015 yılında adı TRT-EL ARABİYA olacak olan TRT-ETTÜRKİYYE, Ağustos 2010’da TRT-SPOR, Ocak 2011’de TRT-OKUL, 18.05.2012’de TRT-WORLD yayına başlamıştır. [3]

Türkiye’de ilk özel televizyon kanalı 1 Mart 1990‘da Magic Box Şirketi tarafından yurtdışından uydu ile test yayınlarına başlayan Magic Box Star1 olmuştur. Kanalın ismi daha sonra İnterStar, sonrasında ise Star olarak değiştirilmiştir. Yine aynı şirketin Teleon kanalı 8 Ocak 1992’de test yayınlarına başlamıştır. Kanal daha sonra Kral TV adıyla müzik kanalına dönüştürülmüştür. 1992 yılının Ocak ayında Show TV Fransa’dan uydudan yayına başlamıştır. Show TV’nin sahip olduğu şirket 1993 yılında Türkiye’de ilk paralı televizyon kanalı olan Cine 5‘le yayınlara da başlamıştır. 6 Ağustos 1992’de ise İngiltere’den Kanal 6 test yayınlarına başlamıştır. [4]